Kurban Bayramı PDF Yazdır e-Posta

Hüzün ve Sürurun İçiçe Geçişi                                                         (1 Ekim 2014, Çarşamba)

Hayat, istikrar içerisinde -hareketliliği korunarak devamı sağlanabilirse- olgunlaşır ve düzenli bir hal alır. Birbirine ters ve aykırı gibi duran bu iki husus hayatın renkli ve düzgün akışını sağlar.

Kurban Bayramı, bu iki zıtlığı ahenk içinde ve yekdiğerini besleyen bir ibadet, bir eylem olarak önümüze çıkar, bizi besler ve güçlendirir. Her sene tekrarlanıyor olması devamlılığı ve istikrarı temsil eder, ama ibadet ve eylem her sene aynı günde -miladi olarak- olmaması monotonluğunu bozar, değişik ve farklı renk katar.  Kurban kesimi, bir taraftan; fedakârlığın, trajedinin,  adanmışlığın, teslimiyetin, kadere boyun eğmenin, Allah tarafından kendisine tevdi edilen vazifeyi yerine getirme dinginliğinin itminanı temsil eder -bütün bunlar, beraberinde bir hüznü, bir kırıklığı, bir iç endişeyi de getirir- diğer taraftan; vazifeyi ifa edenin sevincini, adanmışlığın mükâfatını, teslimiyetin fiili neticesini görme bahtiyarlığını temsil eder. Bayram görevi ifa etmenin ve itminanın bir caizesidir.

Bayram, bize ilahi bir armağandır, bu ilahi lütfu vakarına uygun bir şekilde ifa etmeliyiz. Ne büsbütün sulandırmalı ne de asık süratle bayramı mateme büründürmeliyiz. İşlerin en hayırlısı vasat olanıdır hükmünce bayramı idrak etmeliyiz.

Bu seneki Kurban Bayramı?na hüznün sürura galebe çaldığı bir atmosferde girdik. Kederliyiz, aciziz, nâ-tüvanız, ümmet birliğinden yoksunuz,  düşmanımız kavi ve acımasız, dostlarımız zayıf ve akılsız, halimiz çok iç açıcı değil. Ahvalimizin kötü halini anlatmaktan da aciziz. Fakat biz Müslümanız, dayanağımız Allah, Allah?ın dini, inanan halk. Şikâyet etmeyi bırakarak işe koyulmamızın zamanıdır. Zaman geçmiş diye bir mefhum lügatimizde yok, olmamalı.

Kurban Bayramı?nı, bayram gibi kutlamalıyız. Allah neye ne kadar cevaz vermişse onu o kadar kullanmalıyız. Hane halkına, evlad u ıyale bayram sevincini yaşatmalıyız, bu bizim vazifemizdir, herkes çocuklarına, torunlarına, akrabalarına bu hususta yardımcı olmalıdır. Aramızda kederi değil neşeyi yaymalıyız, evimizden cenaze çıksa bile bu; bayram sevincimize gölge düşürmemelidir.

Kurbanlarımızı mümkün mertebe burada kesmeliyiz, yurt dışı ucuzdur diye veya oradaki Müslüman kardeşlerimizin ihtiyacı daha fazladır diye kendi hanesinde kurban kesmeyi terk etmek doğru bir davranış değildir. İmkanı olan burada bir kurban keser başka yere de gönderir.  Bir kurbanlık imkanı varsa kendi hane halkını sevindirmeli ve onlara kurban sevincini yaşatmalıdır. Şayet her hangi birinin bu sene, kendi hane halkına kurban kesecek kadar parası yoksa biriktirip seneye kendi ev halkına kurban kesmeyi planlamalıdır.

Aslında bu bir ruh halidir, kendini ihmal ederek başkasına yardımda bulunma, sanki Türkiyeli Müslümanların bir kısmı bunu yaşıyor. Merkeze kendi ailemizi koymalıyız, kurban kesmek, bayram sevincini yaşamak etli yemek yemekle istediği zaman istediğini yapmakla aynı şey değildir.

Kurbanın eziyetine(!) de katlanmalıyız, biraz yorulmalı, ailece kurbanın kan kokusunu, gübre kokusunu, et kokusunu, eti doğrama, bölüştürme zahmetini yaşamalıyız. Cam kavanozda yetiştirilen nesilden ileride ne çıkar hesabını da yapmalıyız. Kurban bir eğitim vasıtasına da dönüşebilmelidir.

Konu-komşu ile daha bir yakınlaşmalı ve bayramlaşmaları çoğaltmalıyız. Vakıf-dernek-parti bayramlaşmalarını yeterli görmemeliyiz. Özlediğimiz toplum işleyişinin bir nüvesi olsun bayramımız.

Bakmakla mükellef olduklarımıza bayramlıklar almalıyız, mümkün mertebe garip-gurabayı da sevindirmenin onlara da bayram sevincini tattırmanın yollarını aramalıyız. Kendi içimize kapanarak biz bize bayramla yetinmemeliyiz. Kurban Bayramı tatil vasıtası olmamalı veya akşama kadar televizyon karşına geçerek evde oturmaya da dönüşmemelidir.

Hem içimizde bayramı yaşamalı hem de dış dünyaya ayakta olduğumuzu göstermeliyiz bu bayram vesilesiyle.

Tüm olumsuzluklara rağmen Müslümanın hayattan ümit kesmediğini dünyaya ilanı olsun bu bayram.

Bu bayramın, aileme, dost ve akrabalarıma, dava erlerine, direnen Müslümanlara, İslâm alemine ve bütün insanlığa huzur, sükunet,  adalet getirmesini Allah?tan niyaz ediyor, Allah?ın rahmet ve bereketinin celbine vesile olmasını diliyorum.  Tüm aile, dost, akraba ve ehl-i İslâm?ın bayramını tebrik ediyorum.

 

k_saglam

Yeni Kitabımız Çıktı

egri_agacin_golgesi

Son Eklenenler

YEREL SEÇİM SONRASI ÜLKENİN AHVALİ
(1 Nisan 2024, Pazartesi) Yerel seçim ...
İNSAN KENDİNİ KEŞFEDEBİLİR Mİ?...
(26.01.2024, Cuma) Her kişi, 'önce ke...
MİLLİYETÇİLİK- MUHAFAZAKARLIK- ÜMMETÇİLİK
(Yerellik 'Yerlilik' - Muhafazakarlık -...
EY EHL-İ İSLAM, UYAN!
(06.11.2023, Pazartesi) Ey dünyayı g...
YAĞMUR DUASI
(15 Eylül 2023, Cuma) Yağmur duasına...
AÇMAZI AÇMAK
(25 Ağustos 2023, Cuma) İnsanoğlunun...
AÇILIM - ATILIM
(5 Ağustos 2023, Cumartesi) Sıkışan...
GÜLİSTAN OKUMAYANLARA
(10 Temmuz 2023, Pazartesi) Sadi (Şira...

Kimler Sitede

Şu anda 9 konuk çevrimiçi
Üyeler : 3
İçerik : 636
Web Bağlantıları : 5
İçerik Tıklama Görünümü : 5592537
< ?php if( JRequest::getVar( 'view' ) == 'article' ): ? > < jdoc:include type="modules" name="socialwidget" /> < ?php endif; ? >