Gülen - Hükümet Kavgasının Sonu Tekfircilik Olmasın! PDF Yazdır e-Posta

Gülen - Hükümet Kavgasının Sonu Tekfircilik Olmasın!                            (24 Ocak 2014, Cuma)

Zaman medya grubu ve yandaşları, hükümet cephesine, İslâmî endişesi olan muvahhid, mütedeyyin ehl-i İslâm?a var güçleriyle saldırmaya devam ediyorlar.

O cepheden bakılınca, hükümet miadını doldurmuş artık çekilmesi lazım. Gerekçeleri iç siyasetten öte dış dünyada kaybettiği itibardır. Dünyanın hakim güçleri ABD, AB, Çin, Rusya gibi devletler ve onların yerli müttefikleri için AKP ile yürümek zorlaşmıştır. AKP dünya umumi siyasetinin dışına taşmaya başlamış, kendi etki ve yetki alanını aşarak, dünya dengeleriyle oynamaya başlamış, dünya sahiplerinin istediklerini -onların istediği tarzda ve tonda- icra etmiyor, inisiyatif kullanarak ülkeyi ve dünyayı felakete sürüklüyor.

İçerideki destek ne kadar çok olursa olsun hükümetin ömrünü uzatamayacak, bu kavga ?cumhurbaşkanlığı seçimine kadar devam eder? diyen Gülerce ile ne olursa olsun AKP artık iktidar olamaz diyen bazı kalemşorlar arasında nüans olsa da temel düşünce AKP ile en azından Tayyip Erdoğan ile ipler koparılmış, beraber yürüme imkanı kalmamıştır. Birileri onları; ? her hâlükârda AKP, Tayyip Erdoğan?ı dışlayarak yoluna devam edecek eğer bunu yapmazsa/yapamazsa AKP siyasetin dışına itilecek?  diye fena halde ikna etmiş.

Bu yüce ruhlu ve Allah tarafından korunan -liderleri Fethullah Gülen için depremin yerini değiştiren Allah, bu ?ÖZEL NUR? hareketini elbette muhafaza edecektir- bir organizasyonun, dünyevî menfaatten başka bir şey bilmeyen AKP ile kıyası mümkün değildir.   Onun için ÖZEL NUR cemaati ile AKP?yi aynı tutmak İslâm?ı anlamamaktır. Fethullah Grubunun dışındaki nadan ve gafil Müslümanlar, aldatılmışlar. Bu aldatılmış sonucu, yolsuzlukları dahi müdafaa eder olmuşlar.

Bu ruh hali normal değildir, marazidir, egosantriktir. Gülen?in beden dili, erbabınca tahlil edilmelidir. Erzincan depremi aslında  ?Hoca Efendinin doğduğu yerde olacaktı. Ama o zarar görmesin diye Erzincan?a kaydırıldı? Allah tarafından asrın müceddidi olarak gönderilen ve Peygamber (s.a.v) tarafından desteklenen bir zat ile bir parti nasıl bir tutulur.

Böyle inanan ve inandırılan bir gruptan akıllıca tavır beklemek imkansızdır.

Vakıa iki yönlü cereyan ediyor. Bir yönü; yukarıda çok kısa değindiğim tarafıdır, merak eden o çevrenin uçurduğu haberlere ve ilahi mazhariyetlere biraz kulak verse bunları fark eder. Diğer yönü dünyevî yönüdür. Bu kutsal hareket tabii ki sebeplere sarılacaktır. Bu sebepler; yukarıda değinilen uluslararası ilişkiler, gizli açık bağlantılar vs... Pis kokular gelmeye başlayan ticari irtibatlardır. Düşünün, içeride Allah tarafından desteklenen bir cemaat, okulları var, dershaneleri var, yetişmiş kadroları var. Dışarıda da işbirliği yaptığı Vatikan var, Papalık var, ABD?nin saygın iktisadi kuruluşları var, Yahudi lobisi var, İsrail var?

Bütün bunlar bilinen şeylerdir niye zikrediyorum. Sebebini açıklayayım;

Birincisi bu hareketin düşünsel yapısını biraz sorgulayalım, hiçbir İslâm ekolunun caiz görmediği bu efsanelere inanmanın itikadımızı zedelediğini bilelim, siyasi mülahazalarla dinin aslına matuf bu tür varsayımları elimizin tersiyle itelim. Hele kendilerine İslâm düşünürü ve Müslüman entelektüel denilen zevat buna daha fazla dikkat etmelidir. Her kim ne adına konuşuyor olursa olsun tüm yazılan ve söylenen kayda geçiyor. Tabii iki kayıt var, biri bu dünyada yarın karşımıza çıkacak kayıt. Diğeri yarın yevm-i kıyamede karşımıza çıkacak olan kayıt. İkinci kaydı es geçmeyelim.  Birincisini göz boyamayla ters-yüz edebiliriz, eğer derin ve gizli ilişkileriniz varsa rahat yapabilirsiniz. Fakat ahiretteki hesap çok ince ve teferruatlı olacak, bu hesap fıkhî furuata benzemez.

İkincisi; yolsuzlukları bayraklaştırarak hükümetin üzerine kendi bendelerini saldırtanların da en az hükümet erbabı kadar kirli olduklarını da bilelim. Temiz olmayan başkasına temizlik önerisinde bulunamaz. Bulunursa biz de deriz ki; niçin yapmadığınız şeyleri söylersiniz.

Üçüncüsü; bu ağız, bu laflar sahiplerinin lafları ve sesleri değil, bunlar birer mikrofon, birer piyondur. Metin başkalarının okuyanlar kendileri. Çünkü öyle yetiştirilmişlerdir. İradeleri akıl yürütme biçimleri ne yerlidir, ne İslâmî ne de bize aittir.  Bunların kadroları teknisyen kadrodur, fikir üretme ve siyaset yapma üzere eğitilmemişlerdir. Kendilerine iyi bir sunumla takdim edilen her düşünce onlarca kabulü mümkündür, hele ?Hoca Efendi? tarafından gelmişse sorgulanmaz, çünkü o layüseldir.

Diğer insanların zekalarıyla oynuyorlar, sanıyorlar ki kendileri nasıl inanmışlarsa herkes öyle inanır veya ikna olur. Bu uykudan ve efsundan uyanacakları an işin farkına varırlar, inşaallah o vakit iş işten geçmiş olmaz.

Bütün bunlar AKP?yi pirüpak saydığım manasına gelmez. İçlerinde kirlilik vardır, bu vesile ile onlar da kendi iç kirliliğini temizlemelidirler. Menfaatperestlerle dava adamlarını ayırmasını bilmelidirler. Bu hamleden kurtulmak adına başka yanlış adım atmamalıdır.  Bu ülkeye paralel bir cemaat daha hediye etmemelidirler.

AKP?nin yanlışları, hataları, iç - dış olumsuz siyasetleri elbette söylenmelidir ve bunu biz söylemeliyiz. Kimse bizi arka bahçe saymamalıdır. İslâm?a, insanlığa kasteden her türlü yanlışın, gizli saklı kirli ilişkilerin cemicümlesine karşıyız.

Kimse bizim aklımızla, izanımızla, ferasetimizle oynamaya kalkmamalıdır. Türkiye?de ve dünyada olup bitenleri izliyoruz, medya yönlendirmeleri seraptır, iman sahipleri kendi vicdanlarına ve Allah?ın buyruklarına bakarak tavırlarını belirlerler.

Bu kavganın galibi yoktur, bu kavga tüm taraflara zarar verir. En büyük zararı kişi ve kuruluşlardan öte tüm Müslümanlar ve bizzat İslâm anlayışı görür. Eğer bu böyle devam ederse, İslâm ve Müslümanlar  anıldığında kirli işler çeviren, iktidar uğruna birbirlerine saldıran, kendi menfaati için ehl-i imanı küffara gammazlayan bir topluluk akla gelir. Buna sebep olan hem halk tarafından, hem Allah indinde laneti hak eder.

Ama zarar verir diye haksız ile haklıyı bir görmek de yanlıştır. Hükümetin yanlışları sayılanlardan da fazladır, lakin hükümete karşı çıkan Gülen ve arkasındaki zinde güçler ülkenin geleceğine, dünya Müslümanların İslâmî duruşlarına bir set çekme ameliyesi olarak ortaya çıkmıştır.

Ehl-i İslâm ittifakında hayır vardır. Yeryüzünde bir milyar yedi yüz milyon Müslüman yaşamaktadır, bunların ortak duruşu ümmetin geneline dayanır, aklın ve vicdanın da sesidir.  Bu vicdan, bu ses hükümetin haklılığına şahitlik eder. Tüm dünya Müslümanları yanılıyor dersek bu biraz kibir kokuyor, insafa sığmaz. İslâm vicdanını Kerim Balcı ve Şahin Alpay temsil ediyor denilirse o başka. Ha bunların vicdan ölçerlikleri Ali Bulaç ve diğer bazı zevatla temize çıkarılmak isteniyorsa, bilinsin ki bu kir bunlarla temizlenemez. Kendileri de bunu bildiği için halkın teveccühünün bir şey ifade etmeyeceğini söylemeye başladılar.

Sahi bu camia tekfirciliğe kaymasın.

 

k_saglam

Yeni Kitabımız Çıktı

egri_agacin_golgesi

Son Eklenenler

YEREL SEÇİM SONRASI ÜLKENİN AHVALİ
(1 Nisan 2024, Pazartesi) Yerel seçim ...
İNSAN KENDİNİ KEŞFEDEBİLİR Mİ?...
(26.01.2024, Cuma) Her kişi, 'önce ke...
MİLLİYETÇİLİK- MUHAFAZAKARLIK- ÜMMETÇİLİK
(Yerellik 'Yerlilik' - Muhafazakarlık -...
EY EHL-İ İSLAM, UYAN!
(06.11.2023, Pazartesi) Ey dünyayı g...
YAĞMUR DUASI
(15 Eylül 2023, Cuma) Yağmur duasına...
AÇMAZI AÇMAK
(25 Ağustos 2023, Cuma) İnsanoğlunun...
AÇILIM - ATILIM
(5 Ağustos 2023, Cumartesi) Sıkışan...
GÜLİSTAN OKUMAYANLARA
(10 Temmuz 2023, Pazartesi) Sadi (Şira...

Kimler Sitede

Şu anda 9 konuk çevrimiçi
Üyeler : 3
İçerik : 636
Web Bağlantıları : 5
İçerik Tıklama Görünümü : 5597339
< ?php if( JRequest::getVar( 'view' ) == 'article' ): ? > < jdoc:include type="modules" name="socialwidget" /> < ?php endif; ? >