Kargaşa Döneminin Ahvali |
![]() |
![]() |
![]() |
(30 Ocak 2025, Perşembe) Her kavramın kullanım alanı ve kullanım şekli vardır. TDK sözlüğüne göre kargaşa; Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşi. Kalabalık, düzensizliğin yol açtığı karışıklık, kaos... Lisan ile dilin aynı anlamda kullanıldığı erbabınca bilinir. Kargaşa, önce dilimize/lisanımıza bulaştı. Kullandığımız kelime/sözcükleri, gelişi güzel kullanır olduk. Lisanın özensiz/itinasız kullanımı, zihne sirayet eder ve zihin kargaşasına ortam hazırlar. Zihin kargaşası, kalp kargaşasına da etki eder. Dil/lisan bozulunca zihne, zihin bozulunca kalbe sirayet eder, hal böyle olunca ortaya ne olduğu belirsiz/karışıklık bir toplum meydana gelir. Özensiz dil kullanımı ilk okuma çağına dayanır. Dili bozuk kitaplar okuyarak hayata başlayan bir çocuk, zevksiz ve estetiksiz bir hayata gözlerini açar, dünya ile irtibatını bu kargaşa ile kurar.
Dilin iyi kullanım alanlardan biri de yaşa ve muhataba göre kelime seçimi, misal verme, gündeme getirilen ve muhataba telkin etmeye çalışılan konu/meseledir. Muhatabın yaşının ve zekasının çok üstünde veya altında konu ve kitapla/ortamla karşılaşan kişi; ya büsbütün okumayı/kendini geliştirmeyi bırakır veya rastgele hayatın akışına kendini bırakır. Rehberlik mevkiinde olanlar (ana-baba asıl rehberdir, onlar kendilerinde eksiklik görür ve çocuğuna hayat koçu edinirlerse, o hayat koçları olan ABİLER), bu hususta ehil olmalıdırlar. Ehliyetleri yoksa, destek istemelidirler konunun uzmanı olan ehillerden. Cemaatler, gençlik teşkilatları bu hususta önemli ve gereklidir. Devlet aygıtı toplumu tahlil etmeyi güvenlik açısından ele alır ve ona göre gençleri/geleceğimizi şekillendirir. Aslında bu görev tamamen devletin uhdesinde olmalı. Gel gör bizim ülkede öyle bir devlet anlayışı ve işleyişi yok. O zaman bu ödev tamamen cemaatlere/vakıf derneklere düşer. Kargaşaya dayalı bir hayatta hiçbir şeyin önemi kalmaz. İyi ile kötü, hak ile batıl, adalet ile zulüm, erdem ile kepazelik, edep ile edepsizlik, haya ile hayasızlık, işinde ehil olmakla olmamak, doğruluk ile yalancılık, cömertlik ile cimrilik, ilim ile cehalet, alim ile cahil ayrımının da bir anlamı kalmamış olur. Bugünkü anlayış ve yaşayışta; iyilik, hak ve hukuka riayet, adalet, erdem, edep, haya, herhangi bir işte ehil olmak için sarf edilen çaba, doğruluk, cömertlik, ilimde derinleşmek için harcanan maddi ve manevi bedel, toplum için yapılan fedakârlık, yapılan işin usulüne göre yapılma isteği; insanın önünü kesen engeller olarak telakki edilir hale gelmiş maalesef. Bir yerde, kargaşa hayata hâkim ise orada usulüne göre iş yapma, zaman kaybı olarak kabul edilir. Usul ve adaba riayet çoğu zaman hantallık getirebilir. Fakat çağımızın imkanları o hantallığı ortadan kaldırmaya elverişlidir. Kargaşa dönemin bir özelliği de istişarenin zaman kaybına vesile olduğu anlayışıdır. Bu hususta asıl sıkıntı istişarenin ne olması ve nerede nasıl işlerlik kazanmasıdır. İstişare ilahi bir emirdir. Bu emri icra etmek, şûra'nın mana ve ehemmiyetini kavramakla alakalıdır. Bu bir eğitim ve ahlak meselesidir. Aile içi şûra'nın kaideleri başka, cemaat/STK içi şûra'nın kuralları başka, devletin istişaresi başkadır. Şûra'ya konu olan ne ise, şûra'nın şekli de ona göre olmalıdır. Toplumsal konularda istişare, konunun önemine göre şekillenir. Rutin işleyişte, istişare şeklidir. Onun için o işi yürütenlerin istişaresi yeterlidir ve karar alma hakları da vardır. Aksi olursa işlerde aksama olur, zaman kaybına yol açar ve gereksiz bürokrasi oluşur, bu da bıkkınlık getirir, insanların şevki kırılır, benbinlik başlar. Konu işleyişin dışına çıkan bir mesele ise o zaman istişare daha detaylı olmalı ve yetkili merci kim/kimler ve hangi kurum ise istişare orada yapılmalı ve karara orada bağlamalıdır. Bu zaman kaybına yol açabilir, işleri kısmen aksatabilir. Lakin yanlış anlaşılmalara ve muğlaklığın doğurmasına engel olur. Ayrıca insanları, planlı iş yapmaya alıştırır. Bu sağlanmazsa, emrivakiler baş gösterir, otorite/disiplin kaybolur; keyfilik başlar. Bu tür kargaşaları önlemenin yolu, planlı ve organize çalışmaktır. Aylık, yıllık, iki yıllık, beş yıllık plan program belirleyip ona göre icra-i faaliyette bulunmaktan geçer. Bütün bunların olması için bir sükûnete, modern dünyanın dayattığı hızlı akışa, önümüze sürülen ve bu "çok iyi bir çalışma tarzıdır" diye kabul ettirilen ne varsa onlara karşı dikkatli olmayı gerektirir.
|