İslamcılık Bitecek Mi? Yazdır

(21 Şubat 2020, Cuma)

Son zamanlarda "İslamcılık" çokça konuşulur hale geldi.

İktidarın yıpranmasını fırsat bilenler, İslamcılığın biteceğini ileri sürüyorlar. Sıralama yaparak; önce "Siyasal İslam" miadını doldurdu diyerek İslam dininin bu devirde, modern dünyada, dünya problemlerini çözemeyeceğini yayıyorlar. İslamî idare biçiminin bu asırda işleyemeyeceğini zihinlere yerleştirmeye çalışıyorlar. Arkasından din dışılığın ne kadar gerekli ve lüzumlu olduğunu genç dimağlara enjekte ediyorlar. Böylece miadını doldurmuş laisizmin ve tarihi kırılma olan cumhuriyet rejimin ömrünü uzatmaya çalışıyorlar. 90-100 yıl geçmeden açmaza giren Batı öykünmeci rejimi kurtarmaya çabalıyorlar.

Dinin dünya problemlerini kuşatamayacağını ileri sürelerin öğrendikleri din ise, Batılılar tarafından zihinlerine zerk edilen bir dindir. Oryantalistlerin ileri sürdüğü delilleri güncelleştirerek yeni bir şey keşfetmiş edasıyla piyasada caka satıyorlar.

Dünyanın, İslam coğrafyasının ve Türkiye'nin açmazlarını dine bağlayarak işin içinden sıyrılmaya kalkışıyorlar. Buna örnek olarak Ak Parti'nin açmazlarını gösteriliyor. AK Parti ne kadar İslamî bir partidir, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatı İslamî bir partiye müsaade eder mi? Etmez mi? İslamilik ile siyasal İslam arasındaki farklar nelerdir? Kendilerine İslam devleti diyen ülkeler ne kadar İslam'ı temsil eder? Bu soruları sormak ve cevapları aramak İslam karşıtlarının işine gelmiyor.  İşlerine gelen şey ise, Müslüman dünyanın içine sürüklediği açmazı, dine, dindarlara, AK Partiye (Siyasal İslam'a) yükleyip yardan-uçurumdan yuvarlayarak kendilerini kurtarmak.

Uluslararası sistem de benzer bir yol izliyor, dünya hakim güçleri kendi açmazlarını gizlemek, zulüm, sömürü ve baskılarını örtmek için İslam'ı ve Müslümanları suçluyorlar. İslam coğrafyasını bu hale getirenler de kendileri.

Sorulması gereken sorular, asıl sorunlar bize sorulanlar değil. Adı geçen problemler yok mudur elbette vardır. Lakin asıl sorun, bu meseleleri gündemde tutanlardır.  Bu meçhuller kimlerdir denilirse, sorular ciddi sorulduğunda bunların kimler olduğu ortaya çıkacaktır.

Her sorun için sorulan soru, o meseleyi/problemi/sorunu ortaya çıkaranları deşifre eder. Yeter ki sorulması gereken soruyu sorabilelim.

Soru sorma ve sorgulama hakkı biz Müslümanlarındır. Çünkü iktidarda biz yokuz, bize soru soranlar var, sorunun sebebi bizi gösterenler var.

Soruların muhatapları, sorunları meydana getirenlerdir.

Kapitalistler, anamalcılar, beynelmilel sermaye sahipleri, tröstler ve onların oluşturduğu siyasal sistemler. Bugün dünyada neler yapıyorlar. İnsanları kene gibi nasıl emiyorlar?

Sosyalistler, devlet kapitalizmini savunanlar, sınıf mücadelesi adına insanları ezenler, dine dini değerlere saldırmayı ilericilik sayanlar, onların oluşturdukları devletler nasıl da emperyalist oluveriyorlar?

Kapitalist dünyanın kaptanı ABD ile sosyalist dünyanın kaptanı Rusya bugün Suriye'de neler yapıyorlar? Ne farkları var?

Liberaller, insancıllar, devlet olmamalı diyen anarşistler sizler ne yapıyorsunuz? Hani insan hakları savunuculuğunuz, hani zulme karşı koyuşunuz? Nerede? ABD ile Rusya'nın zulmüne karşı ne yapıyorsunuz?

Eyyamcılar, lümpenler, bu dünyaya sadece yaşamaya geldim diyenler, siz insanların yaşaması için neler yapıyorsunuz?

Silah tüccarları, uyuşturucu baronları, insan kaçakçıları, dünyanın yer üstü ve yer altı sermayesini sömüren, işçileri karın tokluğuna çalıştıranlar sizleri kimler besliyor, kimler himaye ediyor, hangi sistemden besleniyor, yararlanıyorsunuz?

İnsan haklarının ihlali, ırkçılık, haksız kazanç sağlamayı hangi sistem/sistemler doğuruyor?

Dünyanın genel gidişatı yüzyıllardır sizin elinizde, yüzyıllardır sizler idare ediyorsunuz dünyayı, ey kapitalist, sosyalist, faşist, kralcı, kabileci ırkçılar.

Hür dünya dediniz, demokrasi dediniz, sosyalizm dediniz, milli devletler/ulus devletler dediniz dünyayı, insanlığı getirdiğiniz yer belli.

İşte eserleriniz! Övünün arsızlar. Dünyayı ne hale getirdiniz utanmaz arlanmaz insan katilleri.

Peşpeşe iki dünya savaşını siz çıkardınız.

Atom bombasını siz kullandınız.

Kainatı siz tahrip ettiniz.

Ozon tabakasını siz deldiniz.

Ana-babaya saygısızlığı siz öğrettiniz.

Uyuşturuculuk sizin meyveniz.

Börtü böceği siz yok ettiniz.

Çiçeği, laleyi, sümbülü menekşeyi siz bitirdiniz.

Denizleri siz kirlettiniz.

Ormanları siz yok ettiniz.

Kanaatkarlığı, tevazuu, alçak gönüllüğü siz ortadan kaldırdınız.

Haksız kazancı siz insanlara öğrettiniz.

Faizi siz müesseseleştirerek meşrulaştırdınız.

Daha sayalım mı?

Bu kadarı şimdilik yeter.

Sizin için bir şey değişmez. Bunlara gülüp geçiyorsunuz.

Şunu bilin ki, ipliğiniz pazara çıkmış durumda. Sizin gibi olmayan insanlar, fıtratını muhafaza edenler, yeni çıkış yollarını arıyorlar. İnsanlık bu zulümlerden kurtulmak istiyor, fıtratına/kendi özüne dönmek istiyor, insan olmaya çaba gösteriyor.

Bu çabaların, bu arayışların kapısı BÜYÜK İNSANLIK olan İSLÂM'a çıkar.

İşte o zaman; insanlığın kanını emen, emperyalizmin her türlüsü- Kapitalizm, komünizm, liberalizm- hak ettiği yere tarihin çöplüğüne atılacaktır. Tarihin çöplüğüne atılacaklar arasında İslam adına zulüm eden ne varsa o da nasibini alacaktır.

İslamcılık bitecek demek, gelecekten ümit kesmek demektir, haksızlık karşısında susmak demektir, hiçbir şey hiçbir bedel ödemeye değmez demektir.

Oluşturulmuş olan bu zulüm şebekesi devam etsin demektir.

Hayır biz Müslüman olarak İslamiliği savunanlar olarak buna razı değiliz, bu zulüm şebekesinin her türlüsüyle savaşacağız ve Allah'ın izni ve yardımıyla ortadan kaldıracağız.

Tekrar be tekrar söylüyorum herkes kimin yanında ve nerede durduğuna dikkat etsin.