Hükümet - Toplum İlişkisi - 3 |
(17 Haziran 2022, Cuma) Sivil Toplum Kuruluşları STK'lar genel itibarıyla örgütlenmiş topluluklardır. Bunlar halkın/toplumun tamamını kapsamazlar. Lakin toplum adına konuşurlar, toplumun temsilcileri gibi davranırlar. Toplum adına hükümetlerle pazarlık yaparlar, hükümete etki ederler, yönlendirirler. Balada STK'ların listesini zikrettik. Bir de işlevleri açısından taksime tabi tutmak icabeder. Çünkü niyetler, icraatlar kuruluşların neye tekabül ettiğini açığa çıkarır. Bu yönüyle STK'lar çok çeşitlidir, birkaç kısma ayırmak mümkündür.
a- İdeolojik olarak farklı olanlar. Liberaller, milliyetçiler, İslamcılar, sosyalist/sosyal demokratlar, ateistler, İslam düşmanları... b- Mesleki kuruluşlar ait olanlar. c- Para ve itibar elde etmek için kurulmuş olanlar... d- Yabancı devletlere ait olanlar, Alman Vakıfları gibi.. e- Şehir- kasaba- köy dernekleri f- Azınlık Vakıfları... g-Yardım kuruluşları ....
Toplum bunlardan ibaret değil, sessiz bir çoğunluk var. Bunlar genelde, herhangi bir STK'ya mensup değildirler, örgütlü her kesim bunlarla irtibata geçmeye ve onları etkilemeye çalışır. Partiler, seçim zamanında bu sessiz çoğunluğu etkilemek ve oylarını almak için türlü vaadlerde bulunurlar, seçim bitince bu sessiz çoğunluk gene nisyana terk edilirler. Seçimi kazananlar vaadlerini yerine getiremeyince- çoğu vaadler yerine getirilemez, çünkü imkansız vaadlerdir- hükümetle toplumun arası seçim zamanındaki gibi sıcak değildir. Muhalefette kalanlar, hükümeti suçlar ve halka önem vermediğini, vaadlerini yerine getirmediğini tekrarlar durur. İktidar ise STK'lardan kendine yakın olanları öne çıkarır ve onları toplumun çoğunluğu gibi göstererek irtibat kurar. Onlar üzerinden topluma siyasetini icra etmeye kalkışır. *** STK'ların bir kısmı toplumun değer yargılarıyla kavgalı ve toplumu dönüştürmekle kendini vazifeli saydığı için toplumu nereye sürüklemek isterse ona göre bir toplum oluşturmaya çalışır. Böyleleri genelde fikirdaş olduğu veya Türkiye ile nizaalı olduğu ülke/ülkelerle yahut uluslararası benzer STK'larla iş tutar. Hükümet ile bu tür STK'lar çoğu zaman kavgalıdır. STK'lar -istisnaları var- genel itibarıyla toplumun değer yargılarıyla kavgalıdır. Topluma tepeden bakarlar, toplumu hizaya getirilmesi gereken anlamaz güruh kabul ederler. Her bir STK ayrı ayrı ele alınmalı ve üzerinde detaylı durulmalıdır. Bir de uluslararası STK'lar vardır, bunlar genelde (istisnalar vardır) emperyalist devletlerin görünmeyen yüzüdür. Suret-i haktan görünür fakat el altında emperyalistler adına istenilen ülkelerde istenilen faaliyetleri yürütürler. Bunlar, (bilhassa halkı Müslüman olan ülkelerde) hükümetleri sıkıştırır ve hizaya sokmaya gayret ederler. Greenpeace (Türkçe: Yeşil Barış), kırktan fazla ülkede şubesi ve Hollanda, Amsterdam'da uluslararası bir merkezi olan çevreci sivil toplum kuruluşu gibi. Bu tür örgütler; amaçlarına ulaşmak için doğrudan eylem, lobicilik ve araştırmadan yararlanırlar. Gezi olaylarında Türkiye'de bunların nasıl çalıştıklarına ve zamanlamayı nasıl ayarladıklarına şahit olduk. *** Ayrıca basın-yayın ve hükümet ilişkileri çok mühimdir, üzerinde özel olarak durulması gerekir. Bu ülkede sözlü-yazılı-görsel-sanal... basının kısaca medyanın neler yaptığını ve toplumu nasıl etkilediğini hepimiz yaşayarak öğreniyoruz. Medya, hükümeti yönlendirme, sıkıştırma bir yerlere doğru sürüklemede çok başarılı. Bu ülkede hükümet kurup hükümet yıkan medya etkisine şahit olduk. Hükümetler, medyanın bilhassa ana akım medyanın rahatlıkla etkisine giren bir hal aldığı vakiidir. Hal böyle olunca her hükümet kendine bağlı medya oluşturur. Sadece hükümet değil toplumu etkilemeye çalışan her çevre medya sahibi olmayı gerekli görür. Dergi, gazete, sosyal medyanın elvan türlüsü ülkeyi istila etmiş durumda. *** Ayrıca tarihin derinliğinden hayatiyetini devam edip gelen ve ananeleri olan toplumsal yapılar vardır. Tarikatlar, bazı eğitim kurumları gibi. Bunlar çoğunluk milliyetçi-muhafazakâr bir çizgi üzere hayatlarını devam ettirirler. En kritik anlarda çok önemli rol oynarlar. Bunların bir kısmı erke yaslanır -genelde Nakşi ve Kadiri tarikatları gibi. Bir kısmı da hükümeti ve erki takmaz. Şehirli tarikatlar, Bektaşi, Melami, Cerrahi, Mevlevi... Bunlar entelektüel yönleri ağır basan ve becerikli makam-mansıp sahibi kişilerden oluşur. Dil bilirler, çoğu meslek sahibi, üst düzey yönetici, sanatkâr ve zanaatkardırlar. Bunlar hükümete yol gösterirler, ülkenin kültür ve sanatına yön verirler. İnançları ve yaşantıları da kendilerine göredir. Edep-adapları çok keskin ve detaylıdır. Sanki küçültülmüş devlet gibi işler ritüelleri. STK, nerede durdukları, hangi düşünüş, anlayış ve yaşayışa sahip oldukları bellidir. Ama toplumun geneli için aynı şeyi söylemek doğru değildir. *** Ülke insanı ile mer'i sistem arasında inanış ve anlayış farkı vardır. Cumhuriyetin ilanıyla toplum-erk ilişkisi her zaman farklı olagelmiştir. Erk-hükümet, toplumu bağlı bulunduğu değer yargılarından uzaklaştırarak Batı uygarlığına/Batı medeniyetine adapte olmaya, batılılaşmaya, dünyevileşmeye, ahireti merkeze koymamaya, pozitivizme vb. zorlamaktadır. Hal böyle olunca değer yargılarına bağlı Müslüman halk ile hükümet zıtlaşır. ....
|