Leylek ile Kırlangıç Hikayesi PDF Yazdır e-Posta

(6 Temmuz 2018, Cuma)

Leylek ile kırlangıç arkadaş olmuşlar.Yıllar yılı, kışın sıcak memleketlere, yazın daha serin yerlere göç etmek için birlikte hareket etmişler.

Kırlangıç daima önden gider araziyi kontrol eder, ortamın genel durumunu leyleğe bildirir, beraber istişare ederler ve öylece yer değiştirmeye karar kılarlarmış.

***
Genelde leyleğe hacı leylek denilir, bu külliyen yanlıştır. Hacı olan kırlangıçtır. Kırlangıcın hacılığı da şöyle olmuştur;

Kırlangıçlar yuvalarını meskûn mahallerde yaparlar, Mekke’de de yuvaları varmış. Ama asıl hacılığı ise Asr-ı saadette olmuş.


Küffarla ehl-i İslam’ın amansız cenge tutuştukları zamanlarmış, Hz. Ömer efendimiz bir gün az bir sahabe grubuyla yolculuk yapıyormuş. Küffar saldırmış sahipkıran Ömer efendimize. Şiddetli bir çatışma çıkmış, Hz. Ömer küffara büyük bir kayıp verdirmiş, lakin sayıları hem çokmuş hem de durmadan takviye alırlarmış. Bir kaleye sığınmışlar, dua ve niyazda bulunmuşlar, bir yol bulup Medine’ye bildirememişler. Ayrıca Ömer efendimiz de ağır yaralıymış.

Hz. Ömer ve beraberindekiler böyle bir halde iken; kırlangıç (hechecik; hacicik) orada peyda olmuş. Ömer efendimizin yaralarından akan kanı kanatlarının alt-iç taraflarına sürmüş ve hemen uçarak doğruca Mescidin içinde Hz. Ali efendimizin yanına varmak istemiş. Oradakiler engellemek istemişler, kovalamaya çalışmışlar. Durumu fark eden Hz. Ali bırakın gelsin o hacıdır bilmiyor musunuz deyivermiş. Kırlangıç Hz. Ali’nin yanına varınca Zülfikar’ın sahibi kanın kokusunu hemen almış ve iyice yaklaşmasını istemiş, o hareketler ederek meramını anlatmaya çalışmış. Hz. Ali efendimiz; kanın Hz. Ömer’e ait olduğunu kokusundan anlamış ve hemen hazırlıklar yaparak bir grup cengâverle yola koyulmuş.

Kırlangıç yol göstermiş Ali efendimiz Hz. Ömer’in imdadına yetişmiş ve küffara gereken dersi vermişler. Kırlangıç kanatlarındaki tozu Ömer efendimizin yaralarına sürmüş ve yaralar oracıkta iyileşmiş. O günden beri kırlangıcın kanatların altında kan rengi vardır, derler ki olayın vuku olduğu gün gelince, Hz. Ömer’in kan kokusu kırlangıçlarda hissedilirmiş.

O günden beri kırlangıç avlanmaz, eti yenilmez, yuvası bozulmaz ve dokunulmazmış.

****

Hacı kırlangıç ile leylek arasındaki arkadaşlık yıllarca devam edip gitmiş. Kırlangıç, ilkbaharda her zamanki gibi keşfe çıkmış, her sene yerleştikleri bir mekâna gelmiş, bakmış ki karlar erimiş tabiat canlanmaya başlamış, çayır-çimen yeşermiş, otlar çıkmış, papatyalar çiçek açmaya başlamış…

Dönmüş leyleğe ve demiş ki, ortam iyi, yağışlar kesilmiş, tabiat canlanmış, karların erimesi de bitmiş her şey dinginleşmiş. Leylek yani göç zamanı gelmiş mi diye sormuş.

Kırlangıç cevaben demiş ki; çayırlar diz boyu.

Birlikte göçmüşler, denilen yere varmışlar; leylek ne görsün, otlar yeni yeni çıkmaya başlamış, hava da soğukmuş. Dönmüş kırlangıca; bu ne hal, hani çayırlar diz boyu idi. Kırlangıç girmiş otların, çayırların arasına bak demiş benim dizimi çoktan aşmış.

***

Leylek yuvasını yükseklere yapar, oradan çevreyi gözler, olup-bitenleri kontrol eder, ağaçların yaprakları arasına saklanır veya etrafında hiçbir engel olmayan tepelere, yani telefon direğine, yüksekçe evlerin bacalarına, yahut hakim tepe üzerindeki ağaçlara vb.

Leyleğin yuvası ile kırlangıcın yuvası da farklı yerlerde olduğu için barınma anlayışları da farklı.

***

İkisi birbirlerine siteme başlamışlar, herbiri kendince bazı mülahazalar ileri sürmüş.

Leylek, kırlangıca; bu nasıl iş, toprak henüz canlanıyor, çayır-çimen desen arpa boyu ancak, sen bana çayırlar diz boyu demiştin, bu hal beni üzdü, yıllardır arkadaşız, bunu yapmamalıydın.

Hechecik, girmiş otlar arasına ve oradan leyleğe seslenmiş, bak bakalım demiş; otların boyu benim nereme geliyor.

Leylek bakmış hakikaten çayır-çimen kırlangıcın dizini çok aşmış, -göç birkaç gün sürdüğü için biraz daha uzamış- kırlangıcın boyunu aşmak üzere imiş. Kendince konuşuyorsun, kendine göre anlıyorsun, kendi boyuna göre hüküm veriyorsun. Bu yargıların doğru değil, biz yıllardır arkadaşız, sen benim boyumu hesaba katarak değerlendirmelerde bulunmalıydın.

Kırlangıç; sen bana sordun mu ki benden hesap soruyorsun?

Leylek; sormam mı lazımdı?

Kırlangıç; tabii sorman lazımdı, sen bana sordun ben de dedim ki diz boyu. İşte gördün benim dizimi de çoktan aşmış durumda. Demek ki ben doğruyu söylüyorum.

Leylek; doğruluk dediğin hepimiz için geçerli bir hal ise doğru olabilir, kuştan kuşa değişen doğru, doğru değildir.

Kırlangıç; bir şeyin doğru olabilmesi için senin ölçülerine göre mi değerlendirilmesi gerekir, öyle bir kural da yoktur.

Leylek tabii ki öyle, orta yerde ikimiz varız, sen ve ben. Beraber buraya geldik ikimize uygun bir ortam hazırlanırsa uygun olur, gerçekçi olur.

Kırlangıç; gel o zaman bilge ankaya gidelim o karar versin hangimizin haklı olduğuna.

Leylek bu saatten sonra kim nasıl karar verirse versin, ben seninle bundan böyle yola çıkmam, sen benim halimi hesaba katmadan beni buralara kadar sürükledin.

Çar naçar leylek ikna olmuş ve ankaya gitmişler.

Anka, onları iyice dinlemiş, sonra başlamış konuşmaya; aslına bakılırsa sizin birlikte hareket etmeniz, yol almanız, ümit verici bir durumdur. Yaratılışınız, yuva yapma yeri seçmeniz, yuva kurma biçiminiz, eşyayla ve kainatla irtibat anlayışınız, yavrularınızı besleme ve büyütme tarzınız, bizi ürküten insanoğlu ile ilişki kurma biçiminiz çok farklı, buna rağmen yıllardır birlikte hareket ediyor oluşunuz tüm kuşlara örneklik teşkil ediyordu. Bunu bozmayın ve birbirinize tahammül edin. Ayrılırsanız ne elde edeceksiniz bunu iyice düşünün. Kuşlar aleminde gruplaşmalar, kamplaşmalar alabildiğine fazladır. Bugüne değin iyi bir örneklik sergilediniz.

Farklılığınız bir kuş zenginliği olarak algılandı, insanoğlu bile size imrendi, bu kadar farklılıkla bir arada yürümenin ne büyük bir erdem olduğuna dünya şahit oldu. Bunu bozmayın diye nasihatlerde bulundu.

İkisi diretince, bu sefer şöyle demeye başladı; eğer bundan böyle anlaşamaz iseniz, ayrılırsanız, kötü bir örnek olursunuz, bundan böyle farklı hiçbir kuş türü bir araya gelmez. Küçük küçük kümeler olur, her kuş türü kendi familyası içinde kalır, insanoğlu da sizi rahat avlar veya yuvalarınızı bozar.

Diretmeye devam edince kırlangıç ve leylek, anka bu sefer şöyle dedi; madem bu işi devam ettiremiyordunuz neden başlangıçta kendi türünüze yakın olanlarla iş tutmadınız, neden yaşayış, yuva kuruş ve insanoğlu ile ilişki kuruş biçimi size daha yakın olan kuş türünü seçmediniz. Şu anda bunu hesaba katmamanın bedelini ödüyorsunuz. Büyük büyük konuştunuz, dediniz ki; kuşluk hayat tarzına razı olan her kuş türü ile birlikte yürüyebiliriz.Bu iki zıt kuş türü buna bir örnektir, kuşlar alemine bir örneklik gösterelim dediniz ve belli bir müddet bunu sürdürdünüz, farkına varmadan çok kuş türüne de ümit aşıladınız. Lakin ger gör ki, yaptığınız işin ehemmiyetini kavrayamıyorsunuz, küçük bir meseleyi büyütüyorsunuz, bir hayat-memat meselesi haline getiriyorsunuz. Şunun şurasında sayın leylek birkaç gün sabrederse, hava güzelleşecek, çayır-çimen büyüyecek zaten büyüyor, mesele kendiliğinden çözülecek. Sayın kırlangıç leyleğin ahvalini hesaba katmada biraz ihmalkar davrandınız, biraz daha dikkat etseydiniz problem çıkmayacaktı.

İkisi birden; zaten bugüne kadar birlikteliğimiz hata idi dediklerinde; anka bu sefer şöyle haykırdı; öyle ise gelin bir ayrılık protokolü hazırlayın, geçmişin hatırını zedelemeyin, birbirinizi fazla hırpalamayın, diğer kuş türlerine de kötü örnek olmayın, akıllıca ayrılın türü nutkeyledi.

İkisi birden eski nakaratlarına dönünce; anka, benim söyleyeceklerim bundan ibaret dedi ve kenara çekilip ikisine de kapıyı gösterdi.

Not: Bu hikaye Zaza esatirinden ilhamla hazırlandı.

 

k_saglam

Yeni Kitabımız Çıktı

egri_agacin_golgesi

Son Eklenenler

YEREL SEÇİM SONRASI ÜLKENİN AHVALİ
(1 Nisan 2024, Pazartesi) Yerel seçim ...
İNSAN KENDİNİ KEŞFEDEBİLİR Mİ?...
(26.01.2024, Cuma) Her kişi, 'önce ke...
MİLLİYETÇİLİK- MUHAFAZAKARLIK- ÜMMETÇİLİK
(Yerellik 'Yerlilik' - Muhafazakarlık -...
EY EHL-İ İSLAM, UYAN!
(06.11.2023, Pazartesi) Ey dünyayı g...
YAĞMUR DUASI
(15 Eylül 2023, Cuma) Yağmur duasına...
AÇMAZI AÇMAK
(25 Ağustos 2023, Cuma) İnsanoğlunun...
AÇILIM - ATILIM
(5 Ağustos 2023, Cumartesi) Sıkışan...
GÜLİSTAN OKUMAYANLARA
(10 Temmuz 2023, Pazartesi) Sadi (Şira...

Kimler Sitede

Şu anda 9 konuk çevrimiçi
Üyeler : 3
İçerik : 636
Web Bağlantıları : 5
İçerik Tıklama Görünümü : 5575764
< ?php if( JRequest::getVar( 'view' ) == 'article' ): ? > < jdoc:include type="modules" name="socialwidget" /> < ?php endif; ? >