Akıl Güvenliği PDF Yazdır e-Posta

                                                                                                         (27 Ekim 2017, Cuma)

Din, akıl, mal, can ve nesil güvenliğinin sağlanması toplumların geleceğinin garantisi addedilir. 

Devlet denen aygıt insan için vardır, insanın geleceğini karartan, açmaza sokan, kötümserliğe düşüren etkenleri ortadan kaldırmak erk sahiplerinin görevidir.

Muhafazası gereken bu beş hususu yok sayan veya aslında tam öyle değildir diye başlayan anlayışların erke talip olma hakkı da olmamalıdır.

Bu beş esas birbirine bağlıdır, yekdiğerinden ayrılırsa diğerlerini de muhafaza güçleşir. 

Aklın muhafazası, bu beş esasın orta diğerini oluşturur.

Aklı olmayanın dinin emirlerine uyması mümkün değildir. Çünkü dini yükümlülüklerin ilk şartı akıl sahibi olmaktır.

Aklını kaybeden malını muhafaza edemez, onun için ona vasi tayin edilir.

Aklı olmayanın evlenip evlad u ıyala karışması pek görülen hususlardan değildir.

Aklını yitiren veya gölgeleyenlerin çokça intihar ettiklerini aklı başında herkes bilir.

Bugün insanımız aklını muhafaza edebiliyor mu?

Veya şöyle soralım aklı bulandıran, onu gölgeleyen, onu örten, aklı başından alan ortamlar mevcut mudur?

Elhak, elan aklı işletemez hale getiren çokça etken var. Bunların başında uyuşturucu geliyor. Men-i müskirat ne derece işliyor, uyuşturucuyla mücadele nasıl yapılıyor?

Bu illete bulaşanların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Sokaklar bonzai ve benzeri uyuşturucu kullananlardan geçilmiyor, insanların can güvenliği kalmamış, belli saatlerden sonra biraz tenha yerlerden geçmeye korkar hale geldik.

Ebeveynler çocuklarını okula tek başına gönderemiyorlar. Bayanlar belli yerlerin dışında tek başına gidemiyorlar, okulların önü uyuşturucu pazarına dönüşmüş.

Milli güvenlik meselesi haline gelmiş bir mesele.

Topyekûn bir seferberlik ilan edilmelidir. Demeçlerle kınamalarla bir iki kurum ve kuruluşla hal etme safhasını aşmıştır.

Yeşilay gibi kurumlarla tekbaşına hal edemeyecek boyuta gelmiş/yükselmiş durumda.

Evvela uyuşturucu ile etkin bir mücadele başlamalıdır.

Birkaç bakanlık birden bu işle görevlendirilmiş bu olumlu bir adım ama yetmez, mücadele etkin olmalı.

Ayrıca bu illete bulaşmayı sağlayan toplumsal yapıyı da değiştirmenin yolları da aranmalıdır.

Gençlerimizi neden bu illete duçar oluyorlar?

Gençleri uyuşturucuya özendiren her türlü imalat, reklam, filmlerdeki içki tüketimine varıncaya kadar acilen son verilmelidir. Birilerinin bundan sebep köpüreceklerini de hesaba katarak bunu söylüyorum, ülkenin geleceğini birkaç kişinin zevki için veya birkaç kişinin zenginleşmesi için tehlikeye atamayız.

Uyuşturucu, aklı gölgelendirici ile mücadelenin üstesinden gelme sadece devletin tedbirleri ile çözülemez. Her bir fert, cemaatler, dernekler, partiler, vakıflar bütün kurum ve kuruluşlar elbirlik buna katkı sağlayarak ve ortak hareket ederek ancak tesirli tedbirler alınabilir.

İşin birinci mesulü ailelerdir, tamam sokak uyuşturucu satıcılarından geçilmiyor, sentetik uyuşturucular çabuk elde ediliyor, ucuza mal ediliyor, şebekeler oluşturulmuş rahatlıkla her yere ulaşabiliyorlar. İstisnalar hariç, her çocuk akşam evine gidiyor onun ebeveyni veya bir sorumlusu var. 

Anne-babalar çocuklarına sahip çıkmalıdırlar, birinci sorumlu onlardır, çocuklarının nereye gittiğini, kiminle arkadaşlık ettiğini her dem takip etmelidirler.

Mahalle baskısından rahatsızlık duyanlar acaba bu illete müptela olmaktan rahatsızlık duymuyorlar mı? Mahalle kontrolü sağlanmalıdır, onun için komşu ilişkileri geliştirilmeli.

Anne-babalar çocuklarının istikbali için dershanelere, özel okullara gösterdikleri ehemmiyetin aynısını belki daha fazlasını çocukların ahlaklarına ve akıl sağlıklarının muhafazasına vermelidirler.

Akıl sağlığı sadece uyuşturucu ile tahrip edilmiyor, gençliğin sorumsuzluğu, anne-babaya karşı saygısızlığı, ruhi bunalımları, tatmin olamayışları da akıl sağlığının muhafaza edilemeyişindendir.

Dinden uzaklaşmayı, namaz kılmamayı, oruç tutmamayı, dini değerleri hafife almayı küçümsemek, problem değilmiş gibi görmek veya öyle davranmak, toplumun dengesini bozar ve akıl sağlığına zarar verir.

Dine, Allah’a, kitaba inanmayanlara sözümüz yok. Onlar bu yazının muhatabı değildirler. Müslümanın diyen insan İslâm’dan koptukça akıl sağlığını da berberinde yitirir.

 

k_saglam

Yeni Kitabımız Çıktı

egri_agacin_golgesi

Son Eklenenler

YEREL SEÇİM SONRASI ÜLKENİN AHVALİ
(1 Nisan 2024, Pazartesi) Yerel seçim ...
İNSAN KENDİNİ KEŞFEDEBİLİR Mİ?...
(26.01.2024, Cuma) Her kişi, 'önce ke...
MİLLİYETÇİLİK- MUHAFAZAKARLIK- ÜMMETÇİLİK
(Yerellik 'Yerlilik' - Muhafazakarlık -...
EY EHL-İ İSLAM, UYAN!
(06.11.2023, Pazartesi) Ey dünyayı g...
YAĞMUR DUASI
(15 Eylül 2023, Cuma) Yağmur duasına...
AÇMAZI AÇMAK
(25 Ağustos 2023, Cuma) İnsanoğlunun...
AÇILIM - ATILIM
(5 Ağustos 2023, Cumartesi) Sıkışan...
GÜLİSTAN OKUMAYANLARA
(10 Temmuz 2023, Pazartesi) Sadi (Şira...

Kimler Sitede

Şu anda 7 konuk çevrimiçi
Üyeler : 3
İçerik : 636
Web Bağlantıları : 5
İçerik Tıklama Görünümü : 5575115
< ?php if( JRequest::getVar( 'view' ) == 'article' ): ? > < jdoc:include type="modules" name="socialwidget" /> < ?php endif; ? >