Öncelik PDF Yazdır e-Posta

                                                                                                      (13 Ekim 2017, Cuma)

İnsanoğlunun hayatı merhale merhaledir. Önce ana rahmine bir damlacık olarak düşer orada gelişimini tamamlar ve dünyaya gelir/gönderilir.

Kişi dünyaya geldikten sonra belli bir müddet anne sütüyle beslenir, -elan bu biraz tavsadı-  yavaş yavaş gıdalara alıştırılır, sütten kesilir ve beslenmesine devam eder.  Yiyecek içecekleri gittikçe çeşitlenir.

Fiziki gelişimi de bir seyir izler.  Önce anlaşılmaz bazı şeyler mırıldar, anne-babası o mırıldamalara manalar yükler.  Derken anne demeye başlar. Baba, nene, dede, amca, mama, su, yemek… diyerek dilini de geliştirir. Yürümeye başlamadan önce, emekler,  bir şeylere tutunarak ayağa kalkar ve nihayet yürür.  Sosyal gelişimi de  merhale merhale olur.

Her bir insanın gelişimi gibi, sosyal olaylar, siyasal olaylar, ilmi gelişmeler de böyledir, onlar da bu kanuna tabidir.  Bütün alanlar bu kaideye uyar, uymayıp sıçrama yapanlar olabilir ama o istisnadır, istisnalar kaideleri bozmaz adı üstünde istisna.  Üç aylık bir çocuk yürüyebilir mi normal şartlarda yürüyemez lakin biri üç ayda yürümüşse biz çocuklar üç ayda yürüyorlar diye bir hüküm beyan edemeyiz.

İlmi gelişmelerin de bir sıralaması bir öncelikleri vardır. Alt yapısı olmayan birinin bir anda sıçrama yaparak herhangi bir ilim dalında öne çıkması, çok kısa zamanda derin bir ilme sahip olması beklenemez.  Bu yüzyılın insanları çok acelecidir, hemeninde bir şeyler oluvermesini istiyorlar, çocuklar erken yaşta alim olsunlar istiyorlar. Nasıl olsa imkanlar çok fazla, istedikleri her şey ellerinin altında, bu imkanlar belki ilim yolculuğunu kısaltabilir lakin ortadan kaldıramaz.

 

Annelerin bir kısmı, çocukları çabuk büyüsün diye durmadan mama yedirip sonra da çocukların oburlaştırıldığını çoğunun erken yaşta çok kilo aldırdıklarını müşahede etmekteyiz. İlim de eğer hazmedilmeden,  sindirilmeden verilmeye kalkışılırsa o da hormonlu bir büyümeye benzeyebilir. Beslenmenin nasıl kaidesi kuralı varsa ilmin de kaidesi kuralı vardır ve buna uymak gereklidir. Aksi halde alim değil başka bir insan tipi karşımıza çıkar, beslenme nasıl bilen biri tarafından yapılıyorsa ilim de bilen biri tarafından öğretilmelidir.  Alim olmadan öğrenilen bilgi ilim değil malumattır, her ilim kendi kuralına göre öğretilmedikçe sıçrama yapmak, gelişim sağlamak hele çığır açmak imkansızdır. 

Alimi ortadan kaldırarak bir öğrenme moda haline dönüştü, kendi kendine öğrenme bir yere kadar olabilir, insanlar belli konuları kendi başına okuyarak öğrenebilirler.  Bu bir yere kadardır ve belli konularda geçerlidir.  Tecrübi ilimlerde/bilimlerde mutlaka bir ustadan alması gerekeni ustasız alan birinin ne yapacağı net değildir. Yaptığı işin sonucu nerelere varır meçhul, meçhuller üzere ilim bina edilemez.

Diğer disiplinler için de bu böyledir, tıp, hukuk vb.

Günümüz dünyasında sosyal bilimlerin biraz göreceliğinin de etkisiyle bu konuda herkes her türlü çalışma yapabiliyor ve istediği sonucu çıkarmada çok cesur davranabiliyor. Lakin işin erbabı bu tür çalışmaları ve çıkarımları çok ciddiye almıyor onun da bir önceliği ve sonralığı olacağını biliyor buna riayet etmeyen çalışmalara pirim vermiyor.

Dini ilimler, sosyal bilim, siyaset gibi konularda herkes her şeyi söyleme ve iddialarını da meselenin aslının o olduğu vehmine kapılabilir. Bilhassa dini ilimler konusunda insanımız çok cesurdur, “dinde ruhbanlık yoktur” diye herkes her konuda söz söyleme hakkına sahiptir şeklinde anlamak istiyorlar.  Ruhbanlığı böyle anlamak da yanlış, ruhbanlığın ne olduğunu bilmeyen, din adamları diye bir sınıfın olmaması, ihtisas isteyen ve üzerine hüküm bina edilen meseleleri rastgele konuşmak, o konuda yeteri alt yapıya sahip olmadan hakkında ahkam kesmek, sonra dönüp bu eksik ve ilmi olmayan kanaatini dinin aslı böyledir deyü dayatmalarda bulunmak becerisini(!) cesaretini gösteren çok yüce ulemaya sahibiz.

 

k_saglam

Yeni Kitabımız Çıktı

egri_agacin_golgesi

Son Eklenenler

YEREL SEÇİM SONRASI ÜLKENİN AHVALİ
(1 Nisan 2024, Pazartesi) Yerel seçim ...
İNSAN KENDİNİ KEŞFEDEBİLİR Mİ?...
(26.01.2024, Cuma) Her kişi, 'önce ke...
MİLLİYETÇİLİK- MUHAFAZAKARLIK- ÜMMETÇİLİK
(Yerellik 'Yerlilik' - Muhafazakarlık -...
EY EHL-İ İSLAM, UYAN!
(06.11.2023, Pazartesi) Ey dünyayı g...
YAĞMUR DUASI
(15 Eylül 2023, Cuma) Yağmur duasına...
AÇMAZI AÇMAK
(25 Ağustos 2023, Cuma) İnsanoğlunun...
AÇILIM - ATILIM
(5 Ağustos 2023, Cumartesi) Sıkışan...
GÜLİSTAN OKUMAYANLARA
(10 Temmuz 2023, Pazartesi) Sadi (Şira...

Kimler Sitede

Şu anda 7 konuk çevrimiçi
Üyeler : 3
İçerik : 636
Web Bağlantıları : 5
İçerik Tıklama Görünümü : 5575737
< ?php if( JRequest::getVar( 'view' ) == 'article' ): ? > < jdoc:include type="modules" name="socialwidget" /> < ?php endif; ? >